Content on this page requires a newer version of Adobe Flash Player.

Get Adobe Flash player

Content on this page requires a newer version of Adobe Flash Player.

Get Adobe Flash player

Global Krizin Türk İnşaat Sektörüne Nakdi ve Gayrinakdi Etkileri | İnşaat Sanayii Ocak & Şubat 2009
ABD'de yaşanan tüketim çılgınlığı, verilen tüketici kredilerinin genişlemesi bireylerin gelirlerinden daha fazla tüketim yapmalarına sebep olmuş, dolayısıyla mortgage kredilerinin dönüşümünde bir aksaklıkla başlayan kriz sabun köpüğü gibi şişirilmiş bono ve türev piyasalarındaki patlamayla, finans sektöründeki kirizi derinleştirerek dünya geneline yayılmasına neden olmuştur.

2001 yılında Türk finans sektöründe yaşanan derin krizde birçok banka TMSF'ye devredildiği gibi kalan bankalarda BDDK'nın da sıkı denetimi sonucu, gerek yabancılara satılarak, yada banka patronlarının pamuk ellerini ceplerine atarak sermayelerini güçlendirme cihetine gitmişlerdir.

Türkiye'de faaliyet gösteren özel bankaların büyük çoğunluğu yabancı sermayeye satılırken, birçok sivil toplum örgütü bu durumun gelecekte Ulusal güvenliği ve ekonominin lokomotifi durumundaki inşaat sektörünü olumsuz yönde etkileyeceğini, yüksek tonda seslendirilmiş olmalarına rağmen, yaşanan global krizle birlikte ne kadar haklı oldukları daha net ortaya çıktığı görülmektedir.

Türk sermayeli banka hisselerinin kısmi yada tamamının yabancı sermayeye satılması, yabancı sermayeli bankaların ülkemiz bankacılık sektöründe ağırlığının artması ile birlikte, hem sermayenin geldiği ülkelerin mevzuatlarından kaynaklanan işleyiş ve türk bankacılık sektörüne adaptasyon sürecinde yaşanan bocalamadan dolayı türk inşaat sektörü hem nakdi hem de gayri nakdi dredilendirilme konusunda birçok sıkıntı yaşamakta iken, global krizin önü alınamaz şekilde büyümesi ve derinliği hakkında da hala ne büyüklükte olduğu hesap bile edilemezken, ağırlıklı olarak yabancı sermayeli bankalar tüm kredi musluklarını ya tamamen kapatmış, yada hissedilir derecede kısmıştır.
Hala yaşanmakta olan bu süreçte yabancı sermayeli bankalar, zaten sektörde zor günler yaşayan, başa baş noktasında iş yapmaya çalışan inşaat firmalarının nakit kredi faizlerini ve teminat mektup komisyonlarını 2-3 katına çıkararak kredilerin vadelerini öne sürerek hem nakdi hem de gayri nakdi kredileri kullandırmama yoluna gitmektedirler.

Nasıl ki 2001 krizinden mali sektörün çıkarmış olduğu dersler neticesinde BDDK'nın öncülüğünde yapısal reformlar ve sektöre sermaye pompalayarak sermaye yeterlilik rasyonlarını zorunlu tutmakla bankacılık sektörü ayakları üzerinde durabilme noktasına geldiği gibi, yaşanan kriz sonrasında yabancı sermayeli bankaların da inşaat sektörüne tesis edilen nakdi ve gayri nakdi kredilerin kullanımı konusunda, keyfi uygulama yapmaları konusunda BDDK'nın etkin olması gerekmektedir.

Dişiyle, tırnağıyla bir yerlere gelen, dünyada rekabette en üst noktalarda yer alan Türk ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörü en azından yaşanan bu süreçte kredi yönünden yabancı sermayeli bankaların insafına bırakılmadan, yurt dışındaki inşaat firmalarını Eximbank vasıtasıyla, yurt içinde iş yapan firmaları da milli sermayeli büyük bankalar hazinenin desteğiyle düşük faizli nakdi ve gayri nakdi kredilerle destekleyerek zemin kaybetmeden yollarına devam etmeleri sağlanmalıdır.
Saygılarımızla
ÖZDOĞANLAR GRUP BAŞKANI